11 Eylül 2015 Cuma

Sevgili insan kardeş,

Bu mektubu sana biraz içimi dökmek biraz da kendi farkındalığının farkına varman için yazıyorum. İşim gereği çok seyehat ettiğimden bir çok farklı kültürü, ülkeyi, insanları tanıma fırsatım oldu. Sosyolog ya da psikolog değilim ama gördüğüm herşeyi beynimin bir tarafında depo edip, üzerine de düşünmeyi sevdiğimden, sosyo-psikolojik bir gözlem yapmak istedim. Okursan ne ala.. :) 

Şimdi, herşeyden önce kafandan tüm düşündüklerini bir at isterim. Terör, politika, siyaset, para, vs.. Öncelikle sen bir Homo Sapiens'sin! Burdan başlayalım! Aynaya git ve ben bir homo sapiens'im de! Yani evrimi tamamlanmış (ya da biz öyle biliyoruz) "Farkındalığının farkında olan İnsan" demek bu. 
Ee biz de biliyoruz bunu diyorsun belki ancak kendini biliyor musun işte ondan pek emin değilim. Doğduğumuz an 0 km'yiz ve dünyadaki tüm türdaşlarımızla aynıyız. Temel ihtiyaçlarımızın başında olan yemek yemeyi, acıktığımızda ağlayarak belli ediyoruz. Bu beynimizin acıkmayı ifade ediş şekli o zamanlar. Sonrasında, 0km olan beyin zamanla bir takım normlarla kodlanmaya başlıyor. Örneğin, yabancı kültürden bir insanın çocuğu yere düştüğünde, kalkmasını öğrensin diye yerde bırakırken, biz koşup hemen kucağımıza alıyoruz. Koruma psikolojisini empoze ettik. Kişi bundan sonra ne zaman düşerse düşsün kendisini birisinin kaldıracağını sanıyor artık. Neyse gelelim esas konumuza. 

Toplumumuz gereği sen de bir takım normalarla kodlanarak büyüdün. Maalesef bu normların çoğu da senin temel ihtiyaçların üzerine kurulu. Temel ihtiyaçlarının ne olduğunu Maslow'un piramidinde bulabilirsin.


En temelde nefes almalı, yemek yiyip su içmeli, uyumalı, kakanı-çişini yapmalı, ve seks yapmalısın. Evet yanlış duymadın! Seks yapmalısın! Bu senin en temel ihtiyacın ve yazıda bunun üzerine! Çünkü söylediğin her sözde karşı çins içerikli bir küfür, araştırmalarında ve sorularında sürekli bir çük, aslında insan olduğunu unutup erkekliğini kanıtlamandaki tek yolun yine çük, içinde sürekli dinmeyen bir öfke, ve bu öfkeden mütevellit huzursuzluk. Bulduğun ilk fırsatta da bu öfkeyi şiddet kullanarak dışa vurma ve rahatlama. Aynı durum seninle bu makus talihi paylaşan kadın cinsi içinde geçerli. Kendini en temelde bıraktığından dolayı yaşadığın bu boşluk, maalesef sana işte böyle öfke patlamalarıyla dönmekte. Bunun farkında olup olmadığını bilmiyorum, ama yanlış kodlanmalar yüzünden bu haldesin bunu biliyorum. Sana ahlak-namus kavramları yerine saygıyı kodlasalardı, kuralların aslında çiğnenmemesi gerektiğini, çiğnemenin övünülecek bir durum olmadığını, çükünün aslında sadece temel ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan bir organ olduğunu anlatsalardı, cinselliğin tü kaka, ayıp, günah olmadığını, biyolojik ve fizyolojik bir durum olduğunu mantıklı bir şekilde anlatıp bu şekilde kodlasalardı zaten şu an küfür bile etmiyor olurdun. Seni leylekler getirmedi! Kendi kendine oluşmuş bir varlık da değilsin! Maalesef yanlış kodlanarak büyüdüğün ve beyin fonksiyonlarını düşünmekten yoksun bıraktığın için, homo erectus'a doğru geri evrilmektesin. Full donanımlı bir arabadan taş arabasına binmek gibi yani. Homo sapiensken kendini sorgulamak ve okumaktan yoksun bırakarak homo erectusa dönüyorsun ve bu cidden korkunç sonuçlara dönüşüyor.

Yav ne diyorsun sen, ülke ne halde bık bık konuşuyorsun diyorsun ya hah sana şöyle cevap veriyim. Senin ülkede bir birey olarak bu durum için yapabileceğin iki şey var o da: 1- Çalışmak! 2- Oy vermek! Sorunların nasıl çözülmesi gerektiğine sen değil eninde sonunda siyasetçiler karar vericek çünkü bunun için maaş alan ve yetki sahibi olan onlar. Yani senin sokağa çıkıp, yakıp, yağmalayıp, orda burda kafana taktığın çük içerikli küfürleri edip de kurtaramıycaksın, değiştiremeyeceksin. Bu şekilde değişim yaşamış bir toplum da bulunmuyor. 

Önce insan olduğunun farkında ol lütfen. Kendin için iyi bir şey yap, kendini doyur, eğit, yetiştir! Sen kendini eğitip, yetiştirip, doyurduktan sonra mutlu bir birey olacağın için, etrafına da mutluluk sağlayacaksın. Dünyadaki mutlu insanlara baktığın zaman önce kendilerini mutlu ettiklerini göreceksin. Senin dışında kimse seni mutlu edemez bunu anlaman lazım. Ağzında sigara, elinde telefon ile ne yaşadığın sosyo-politik konuları değiştirebilirsin ne de yaşananları. Tek çıkış yolu sensin! Kendini değiştirdiğin sürece değiştirebilirsin birşeyleri. Kendini doyurduğun sürece tok bir toplum yaratabilirsin. Gerçekten istiyorsan birşeyleri değiştirmeyi önce kendini değiştir! Düşünmekten yoksun bırakma! İçindeki öfkeyi dindirebilmek için önce doktora git sonra kendine mutlu bir yaşam kur. Mutluluktan anladığın para ise eğer önce bunu da değiştir. Aracı amaç olarak gördüğün sürece hiç bir zaman mutlu olamayacak, her zaman şikayet edip içinde öfkeler barındırmaya devam edeceksin. Egonu değil kendini düşün. Kendine yapacağın her iyilik ile içindeki sevgiyi ortaya çıkarıcak daha mutlu hissediceksin. Bak düşün dünyanın çevresinde 16gen bir manyetik alan var, ve gönderdiğin her düşünce (düşünce çok yüksek bir enerjidir) bu manyetik alandan dünyanın başka yerine tezahür ediyor. O yüzden iyi düşün iyi olsun derler. Pozitif düşünce dedikleri polyannacılıktan ziyade, mantıklı olarak iyiyi yansıtmaktır. Bil ki, küfürün, şiddetin sana da, kimseye de bir faydası yok! Bunun yerine benden tavsiye, sevdiğin insanlara sarıl. Sarılmak çok güçlü bir eylemdir. Sevginin sana geçmesine, ruh damarlarından akıp kalp doygunluğuna ulaşmasına izin ver. Çükünü de artık insanlar üzerinde güç gösterisi yapmakla yükümlü bir organ olmaktan çıkar lütfen. Unutma sen bir insansın!

Ne demiş ünlü filozof Socrates : Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan, işe önce kendisinden başlamalıdır!

Egonu kontrol altına almak, daha iyi bir insan olup yaşamını devam ettirebilmen, önce kendine sonra ailene ve çevrene faydalı olabilmen adına sana Freud'un kişilik kuramını okumanı tavsiye ediyorum. Kısa, özet halini okusan bile iyi geleceğine eminim. Mesela bak alttaki resme sana ne hatırlatıyor?



Ne yapıyorsunuz? Ayıp denen bir şey var! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ara Ara Belki de Bulursun..