28 Ekim 2015 Çarşamba

Başarı dediğin...

Gecenin bir vakti eve dönerken çaldı radyoda. Ne severim bu şarkıyı..hayatımda bir sürü anıyı bir şarkıda barındırdığımı hatırlattı dinlerken. Çocukken orduevinin havuzunda çalardı mesela, kendimi de şemsiyenin altında oturmuş, plastik bir kabın içine doldurulmuş patates kızartmasını yerken hatırladım :) Sahi neydi bu şarkıyı bu kadar güzel yapan? Irene Cara'nın sesi mi? Yorumu mu? Şarkıyı yapan kişi mi? Kimdi bu kadar emek veren, milyonların diline dolayıp da üzerinden tam 32 yıl sonra hala radyoda çaldıran kimdi? 

Mr. Giorgio Moroder! Pop müzik piyasasının sihirli eli. Dokunduğu şarkıyı ölümsüzleştiren, elinden tuttuğu şarkıcının ismini dünyaya tanıtan adam. 1940 doğumlu, hala işini aşkla yapan insan. Araştırdığımda daha da gıpta ettim ona, daha da hayran kaldım azmine, başarısına. Top gun'ın efsane soundtrack i take my breath away'den tutun da Donna Summer'ın love to love you baby şarkısına kadar o kadar çok şarkıya imzasını atmış ki.. Hayatını kendi ağzından dinlerken, röportajında bir söz dikkatimi çekti.. "Söyleyen değil müziği yaratan olmak istedim hep, ne kadar stüdyoda kalırsam o kadar geliştirebiliyordum kendimi. Bu yüzden uzun zaman arabada uyudum çünkü evim stüdyoya çok uzaktı"

Mozart veya Beethoven gibi bir müzik dehası mı bilemem. Ama ondan, ve diğer tüm başarılı insanlardan çıkardığım bir sonuç var. Başarı, aslında yeteneğinin olması ile doğrudan ilintili değil, ama istiyorsan başarmayı; onu gerçekten çok istemen gerek. Yani demem o ki; WINNERS ARE NOT THE ONE WHO HAS TALENTS, BUT THOSE WHO HAS THE PASSION TO DO IT!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ara Ara Belki de Bulursun..